Marmaris’teki Çevreciler Derneği ile Muğla Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesinin ortaklaşa düzenlediği ‘Marmaris Körfezi Deniz Kirliliği Ölçümü’ çalışmalarında ‘Deniz çayırları’ olarak da adlandırılan ve denizdeki oksijen dengesini sağlayan ‘Posidonia Çayırları’nın giderek tükendiği ortaya çıktı.
MÇD Başkanı Ahmet Kutengin “Marmaris ve çevresine gelen tüm teknelerin demir atacakları yerleri iyi saptaması ve en kısa zamanda bu tür yerlere tonozlar atılması şart. Yoksa denizlerimizin akciğeri iflas edecek” dedi.
MÇD ile Muğla Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi geçen yıl mayıs ayında başlattığı Marmaris Körfezi Deniz Kirliliği Ölçümü çalışmaları 12 etap sonunda tamamlandı. Üniversite analiz çalışmaları sonuçlarının da bu yıl ekim ayında açıklanacağı bildirildi. Bunun yanı sıra körfez çalışmaları sırasında ve ayrıca geçen hafta Marmaris çevresindeki koylarda yapılan gezi ve inceleme sonunda “Posidonia Çayırları’nın giderek tükendiği de ortaya çıktı. Koylarda yapılan incelemeyle bölgeye gelen teknelerin attığı çapaların buna neden olduğu saptandı. MÇD Başkanı Ahmet Kutengin “Projede birlikte çalıştığımız Muğla Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Profesörü Ahmet Nuri Tarkan hocamız ve yardımcı doçentler, araştırma görevlileri, lisans ve yüksek lisans ile doktora öğrencileri ve ailelerine çalışmalardaki emeklerinden dolayı teşekkür turu düzenledik. Kumlubük ve Çiftlik koylarına kadar uzanan bu gezide alışkanlığımız devam etti ve incelememizi sürdürdük. Sonuç olarak hem koylar ve hem de Marmaris Körfezi’nde teknelerin attığı demirlerin diplerde ciddi tahribat yaptığını, Posidonia Çayırları’nın yok olma durumuna geldiğini saptadık. Marmaris ve çevresine gelen tüm teknelerin demir atacakları yerleri iyi saptaması ve en kısa zamanda bu tür yerlere tonozlar atılması şart. Yoksa denizlerimizin akciğeri iflas edecek. Tonoz sistemi ve haritası üniversite tarafından bu gezide saptandı. Kısa sürede bunu yerel yönetimlere vereceğiz” dedi.
Sualtı belgeselleri çekimcisi ve yönetmeni, üç yıldızlı dalış eğitmeni Soner Abacı da ‘Posidonia Çayırları’nın Akdeniz’e özgü canlı türleri arasında yer aldığını belirterek şunları söyledi:
“En büyük işlevleri denizlerin oksijen dengesini sağlamak ve birçok deniz canlısına, özellikle de yavrulara yuva olmalarıdır. Bu nedenle balıkçılık stoklarının devamlılığı açısından da son derece önemlidir. Deniz çayırlarının yok olması, bu türe bağımlı olarak yaşayan binlerce türün de yok olması anlamına gelir. Türkiye’nin Ege kıyıları deniz çayırları açısından geniş rezervlere sahip. Ancak tür koruma altında olmasına karşın çok hızlı bir şekilde yok olmaktadır. Yokolma nedenlerinin başında kirlilik, balıkçı ve gezi teknelerinin çıpalarıyla yaptıkları tahribatlar, Akdeniz’in ısınması, istilacı yosun türlerinin deniz çayırlarının yaşama alanlarını kaplaması gibi sebepler gelmektedir. Ayrıca gırgır, trol gibi sürütme tabir edilen ağlar da deniz çayırlarına çok ciddi zararlar vermektedir.”
