'''ÇEVRECİLİK ANLAYIŞIMIZDA KAPIMIZ, SİYASET DIŞI VE TARAFSIZLIK İLKESİNDE OLAN HERKESE AÇIKTIR'''

DENİZ KIZININ GÖZYAŞLARI…

denizkizi_kapak

denizkizi

“Roma’yı gör de öl derler, a gülüm, sen Gökova’yı gör de yaşa”
Halikarnas Balıkçısı

Dünyanın hemen her kültüründe bir efsanedir, deniz kızları.
Gövdesinden yukarısı insan, altı balık kuyruğu görünümdeki dişi hayal canlıları.
Masum ve güzel yüzleri, badem gözleri, iri ve dik memeleriyle baştan çıkarıcı deniz yaratıkları.
Arşipel‘in(*) çocukları “Sirenler” dedi onlara.
Foça’nın açıklarındaki Siren kayalıklarında yaşarlardı.
Güzellikleri ve sesleriyle büyüleyiciydiler.
Homeros’a göre Troya zaferinden dönen Yunanlı gemiciler, deniz kızlarının şarkılarına kendilerini kaptırınca, gemileri Siren kayalıklarına çarparak batmıştı.
Yüzlerce savaşçı denizde boğularak ölmüştü.
Deniz kızları belki de Troya’nın intikamını almıştı!
Denizcilerin tümü yaşadıklarına inanırdı onların.
Kristof Kolomb Amerika keşfine giderken, Haiti sularında deniz kızlarını gördüğünü kaydetti, seyir defterine.
Gördükleri belki hayaldi.
Belki de şarabın azizliği.
Kolomb ve adamları uğursuzluk saymıştı onları.
Arşipel’in deniz kızları başka yörelerin aksine birer melekti.
İyilikseverdi.
Denizcilerin dostuydu.
Batan gemilerin yardımına koşarlardı.
İnsanları boğulmaktan kurtarırdı.
İyinin, doğrunun, saflığın sembolüydüler.

*. *. *

İşte bu deniz kızlarından biri yıllardır Gökova’daki Okluk Koyu’na gelenleri karşılar, tam koyun karşısındaki kayalıklarda.
Şöyle yazar altında da.

“Bu deniz kızı, düşlerini süsleyen cennete erişebilmek için nice engin denizler, ufuklar aştı. Kıtalar, adalar, koylar dolaştı. Ta ki Gökova’ya ulaşana kadar.”

Dünyanın tüm denizlerini gezen ilk denizcimiz Sadun Boro dikmişti, onu buraya.
Boro, Gökova için “dünyada böyle bir cennet yok” demişti.
Okluk Koyu içinse; “cennetin incisi”.
Yaşamının son günlerini cennetin incisinde geçirmişti.
İşte Gökova’nın bu en nadide koyu bugünlerde halka kapalı.
Cenneti gezmek, görmek yasak.
Nedeni, inşaatı süren Cumhurbaşkanlığı Konutu.

okluk01
300 odalı olacağı söyleniyor.
Etrafı Çin Seddi gibi, yüksek duvarlarla örülüyor.
Her yere nöbetçi kuleleri dikiliyor.
Onlarca gemi sahile kum taşıyor.
Kıyıda yapay bir kumsal oluşturuluyor.
Koyun sularında sahil güvenlik sürekli devriye geziyor.
Kuş uçurtmuyorlar.
Bunlar henüz inşaat bitmeden alınan tedbirler.
Peki, inşaat bitince ne olacak?
Bu koy tümüyle halka kapanacak mı?
Burada kimse denize giremeyecek mi?
Mavi turlar artık Okluk’ta hoş bir mola veremeyecek mi?
Deniz kızını, Sadun Boro’nun cennetini görmek yasaklanacak mı?
Eğer yasaklanacaksa, “deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir” diyen Anayasanın 43’ncü maddesi çiğnenecek mi?

Gökova.
Sakar’dan bakınca.
Gök mü aşağıda, deniz mi yukarıda, anlayamazsın ilk bakışta.
Hani, Halikarnas Balıkçısı şöyle demişti bir ara.

“Roma’yı gör de öl derler, a gülüm, sen Gökova’yı gör de yaşa”
Tabi bundan böyle yaşatırlarsa.

Soyadı gibi doğma büyüme Gökovalı olan Halikarnas Balıkçısı’nın manevi oğlu Prof. Dr. Şadan Gökovalı hocam da hayatını adayanlardan bu cennete.

Onun şu sözü unutur mu?

“Halikarnas Balıkçısı’nı cennete götürmüşler, hani nerede Gökova demiş.”

Ya şu şiiri.okluk_denizkizi

“Benim yarim ipek kilim
Dokur Gökova’da.
Nufüs kütüğüne adım yazılmış,
Şükür Gökova’da.
Ya aşığın sazı,
ya çobanın kavalıyım.
Dünyanın öbür ucuna gitsem.
Ben yine Gökovalı’yım.

“Okluk Koyu’nun karşısındaki kayalıklarda bir deniz kızı var.
Şöyle yazıyor altında.

“Bu deniz kızı, düşlerini süsleyen cennete erişebilmek için nice engin denizler, ufuklar aştı. Kıtalar, adalar, koylar dolaştı. Ta ki Gökova’ya ulaşana kadar.”

Bugünlerde sahil koruma devriyelerini atlayıp, o deniz kızına ulaşırsanız, gözlerine dikkatlice bakın.
Gözyaşlarını göreceksiniz.

(*) Arşipel (Archipelapos) : Ege Denizi’nin antik çağdaki ismi

Yazar Hakkında

Benzer yazılar