'''ÇEVRECİLİK ANLAYIŞIMIZDA KAPIMIZ, SİYASET DIŞI VE TARAFSIZLIK İLKESİNDE OLAN HERKESE AÇIKTIR'''

ENERJİ POLİTİKAMIZIN, POLİTİKASIZLIĞI

Baybars Göğez
Baybars Göğez

Ulkemiz tum Dunya’da yasanan cevresel etkilere bagli olarak ciddi bir kuraklik ve susuzluk yasarken, buna bagli olarak yasadigi enerji sorunlariyla da bas etmeye calismaktadir. Neredeyse her gun basin ve medya kuruluslarinda cikan bu yonde haberlerle, cozum onerileri sunulmaya calisilmaktadir. Hemen, hemen herkes yenilenebilir enerji kaynaklarimizin degerlendirilmesinin onemi konusunda hemfikir. Bu konuda yazdigim “Yenilenebilir enerji yatirimlarina neden kapaliyiz?” baslikli makalemi de sizlerle paylasmistim.

Cumhuriyetimizin 84 ncü yilini kutlamaya hazirlandigimiz bugunlerde, gecmise baktigimizda alinamayan tedbirler ve gunluk politikalarla, konutlarimizda uygulamadigimiz izolasyon tedbirlerinden, carpik kentlesmeye, ulkece sahip oldugumuz gunes, jeotermal, ruzgar enerji kaynaklarimizin degerlendirilememesinden, ithal ve karbon emisyonu ureten petrol bazli  sanayi tesislerinin kurulmasina izin verilmesine kadar politikasizliklar sonucu geldik bugunlere. Yani hicbir sey kendiliginden olmadi. Felaketi ongorememek ve bizi yoneten siyasi kadrolarin aymazligi ile simdi “Ne yapacagiz?” diye soruyoruz birbirimize. Bu kadar zor mu bu isleri basarmak? Sanki Amerika’yi yeniden kesfedecegiz. Yapilmasi gerekenlerin hepsi biliniyor aslinda. Yuzlerce makale ve haber var bu konuda uzmanlarimizin yazdigi ve bilim adamlarimizin gorusunu yansitan. Iste bugunku gazetelerden bir haber; http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/haber.do?haberno=573182

Son donemde TBMM’de cikartilan Yenilenebilir enerji kaynaklari kanunu, Jeotermal kanunu, Enerji verimliligi kanunu gibi konumuza destek veren gelismelere ragmen, henuz yonetmeliklerin cikmamasi nedeniyle yatirimlarda girilen bekleme donemi sonunda neler olacagini bilemiyoruz. Gorunen o ki bu konuda atilmasi gereken daha cok adim var. En onemlisi de halkin ve ozellikle de yeni vekillerimizin  bilinclendirilmesi. Bence ilk gunden baslayarak gundemleri bu konu olmali.

Bunca sikinti ve problem yasanan enerji sorunlarimiza ragmen, gecmis hukumetler doneminde alinamayan tedbirler ve politika eksikliklerimiz malumken, bugunku hukumetin politika belirleyicisi konumunda olan Dis Isleri Bakanligi web sayfasinda “Turkiye’nin Enerji Politikasi” ni okuyunca sok oldum. En son 01.11.2006 tarihinde guncellestigi anlasilan sayfada yazili enerji politikamiz eger boyleyse, “bizim bu durumlara dusmemiz kacinilmaz” dedim kendi kendime. Asagidaki linki tiklayarak bu metni okuyabilirsiniz. Eger bulamazsaniz muhtemelen silinmistir.. http://www.mfa.gov.tr/MFA_tr/DisPolitika/AnaKonular/TurkiyeninEnerjiPolitikasi/

Bir vatandas olarak bu politikaya olan itirazimi bakanlik bilgi edinme birimine 06.08.2007 de yaptim. Gelecek olan cevabi da sizlerle paylasacagim. Baska seyler de yazilabilirdi ama benimki kisaca soyle;

Sayın bakanım,

WEB sitenizi inceledigimde “Turkiyenin enerji politikasi” baslikli aciklamanizi Turk vatandasi olarak icime sindiremedim.

  1. 1. Kabul edilen jeotermal kanunu, Yenilenebilir enerji kaynaklari kanunu, enerji verimliligi kanunu gibi oz kaynaklarimiza yonelik enerji ihtiyacimizi karsilamaya donuk yaklasimlar neden Dis isleri bakanligimizin web sayfasına yansitilmamistır?
  2. 2. Turkiye’nin enerjide giderek artan miktarlarda ithalatci bir konumda oldugundan bahsedilmektedir. Neden Turkiye’nin dogal enerji kaynaklari ile kendi enerjisini uretme ve giderek ithalati artan degil, azalan bir enerji ureticisi olmasi hedeflenmemistir?
  3. 3. Turkiye’nin bir enerji koprusu olmasina evet ama basta isinma olmak uzere, elektrik uretimi, tarim, balikcilik ve kucuk yerlesim birimlerinde ozendirilecek yenilenebilir enerji kaynaklari proje ve politikalariyla henuz % 10 kapasiteye dahi ulaşamadigimiz ruzgar, jeotermal, gunes, biogaz v.b. yenilenebilir enerji kaynaklarimizin yaygınlastirilmasiyla iyi bir tuketici olma hedefimiz yaninda, iyi bir uretici olma stratejik hedefimiz oldugunu sizin enerji politikalariniz arasında gormek mumkun degil mi? Bu soylemin uluslar arası duzeyde bir sakincasi mi var?

Basbakanimizin bir sozu var. “Ben bu burokrasiyi bir turlu asamiyorum” diyor. Gercekten bir kanun cikartiliyor, devaminda cikartilmasi gereken yonetmelikler ya cikartilamiyor, ya da cok gec cikiyor. Denetleme sistemi zayif. Cezalar yaziliyor, sonra bir af, hepsi cope gidiyor. Vatandas da nasilsa af gelecek diye geregini yapmiyor. Sagduyulu vatandas kanun ve yonetmeliklere uygun is yapmaya kalktiginda karsisina yine burokrasi engeli cikiyor. Anasindan emdigi burnundan geliyor. Adeta burokrasi vatandasa ne kadar zorluk cikarirsa, o kadar iyi oldugunu kanitlamanin pesinde. Belediye baskanlari ve ozellikle de buyuksehir belediyelerine bagli ilce ve belde belediyeleri “Tum yetkilerimiz elimizden alindi” turkusu soyluyor. Bari denetim yapin. Ama adaletli bir sekilde. Ona da yanasan yok. Vatandasla karsi, karsiya geliriz. Tam da secim donemi yaklasirken bu olmaz deyip kaciyorlar. Peki kim bu isleri duzeltecek?

Bunlari biliyormusunuz?

– Israil’de evine gunesten elektrik elde etme sistemi kurmayana belediyeler oturma izni vermiyor.

– AB’de catilarin kalinligi 40 cm. Turkiye’de 10 cm.

– Temel izalosyonu binalarimizda yok. Olsa deprem riski en az % 20 azalir.

– Duvarlarda isi izalosyonu hala denetlenmiyor. Enerji verimliligi kanununa gore de mevcut binalarda 2012 ye kadar denetlenmeyecek.

– AB’de yenilenebilir enerji elde edenlerden devlet elektrigi 10-15 cente aliyor. (Bizde 5-5,5 cent)

– BM ve Dunya Bankasi kendi elektirigini uretene uzun vadeli, geri odemesiz kredi veriyor.

– Dunya’da gunesten elektrik elde etme konusunda en sansli ulkelerden birisiyiz. Ama hala bir gunes enerji paneli uretme tesisimiz yok.

– 200 KW a kadar kendi elektrik enerjisini uretenlerden hicbir ruhsat, izin ve belge istenmiyor.

– Bolgesinde jeotermal enerji kaynagi olan bolgelerde konutlarin isitilmasinda oncelikle bu kaynak kullanilacak. Valiliklerce bu konu takip ve denetlenecek. (Izmir’de tam tersi. Oncelik dogalgazda.)

– Turkiye’nin AB uyum surecinde cevre ile ilgili eksikliklerinin giderilmesi icin 70 Milyar Euro lazim.

Daha once de yazdigim gibi hepimiz iflah olmaz bir cevre, enerji ve su takipcisi olmak zorundayiz. Gelismesini tamamlamis ulkeler korbondioksit gaz salinimi yonunden avantajli bir konumda. Kyoto standartlarina daha kolay ulasabililme avantajina sahipler. Ancak Turkiye tek basina Dunya karbon emisyonunun % 1,3’unu uretiyor. Bunun icin de diger sanayilesmis ulkeler gibi Kyoto anlasmasini imzalayamiyor. Eger imzalarsa cok buyuk bir butce ayirarak bu olumsuzlugunu gidermek zorunda kalacak ve muhtemelen de bir cok sanayi tesisini kapatarak issizler ordusuna yuzbinleri ekleyecek.

Gelecegimiz olan cocuklarimiza dah iyi bir ulke birakmak icin lutfen duyarli olalim. Yapabilecegimiz cok sey var. Umursamaz davranip, “Banane” diyemeyiz. Uyanmamiz icin daha neler olmasini bekliyoruz ki?

Saygilarimla,

A.Baybars GOGEZ

ABG&RISK YONETIM VE PROJE DANISMANLIGI

BULTEN AGUSTOS 2007-08-07

Yazar Hakkında

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir