'''ÇEVRECİLİK ANLAYIŞIMIZDA KAPIMIZ, SİYASET DIŞI VE TARAFSIZLIK İLKESİNDE OLAN HERKESE AÇIKTIR'''

Felaket Zinciri ve Biz

Mukbil Gülkokan
Mukbil Gülkokan

Japonya’daki felaket zinciri dünyayı ve bizi nasıl etkileyecek şimdi ona bir göz atalım. Japonya günde 5 milyon varil petrol talebi olan, dünyanın en fazla petrole ihtiyaç duyan dev ekonomilerinden biri idi. Bu felaket nedeniyle petrol talebi ortadan kalkınca, petrol fiyatları dünyada düşmeye başladı. Bizde ne mi olur? İşte orası Allah’a kalmış, ancak bana kalırsa bizde artmaya devam eder.Japonya’da meydana gelen deprem ve ardından yaşanan Tsunami, kıyamet görüntüleri olarak basına yansıdı. 8.9 şiddetindeki deprem ve ardından oluşan Tsunami’ nin yarattığı tahribat, nükleer santrallerin soğutma sistemlerindeki kesinti nedeniyle meydana gelen patlamalarla nükleer felakete dönüştü. Doğal afet sonucu ortaya çıkan çevresel felaket, zincirleme olarak büyüyerek, bütün dünyayı etkileyecek boyutlar taşıyor. Japonlar zor durumda yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Kurtulanların yaşatılabilmesi için çaba harcıyorlar. İçecek temiz suya, hatta ceset torbasına bile ihtiyaçları var.

Peki, bizim gibi deprem kuşağında bulunan ülkede durum nasıl dersiniz. Fay hattının ortasına nükleer santral kurmaya başladık bile. Devlet büyüklerimiz ne diyor? “Evdeki gaz tüpü de tehlikeli, nükleerden vazgeçmeyiz.”

Japonya’nın, Fukuşima’ daki nükleer santralinden sızan radyasyondan dolayı Alman Lufthansa Havayolları’nın Japonya’dan gelen uçakları radyasyon taramasından geçerken, Türk Hava Yolları’nın Tokyo ve Osaka’dan İstanbul’a gelen uçaklarıyla ilgili şu an için bir radyasyon kontrolü yapılmıyor.  Neden? Çünkü bizim iman dolu göğsümüz var. Radyasyon da ne ki.

8.9 Depreme dayanan ve yıkılmayan Japon binalarının yanında, bizim ülkemizdeki binaların durumu ise şöyle, 1999 Marmara depreminden sonra, hasar durumunu çeşitli yöntemlerle değiştirten ev sahipleri binaları tadil edip, üniversite öğrencilerimize kiraya verdiler. Yarınımız ve geleceğimiz olan evlatlarımız, bu tabutlara kira ödüyorlar, çünkü başka çareleri yok. Nede olsa onlar genç, onlara bir şey olmaz.

Japonya depreminden sonra meydana gelen Tsunami, önüne ev, araba, gemi, uçak, kamyon ne varsa katarak sürükledi ve kıyıdan kilometrelerce içeriye yığdı bıraktı. Türk kamyonlarına, ve arabalarına bir şeycik olmaz. Çünkü hepsinin üzerinde “MAŞALLAH” yazıyor.

Bilim adamlarımız yıllardır çırpınıyorlar, depreme ve sonrasında yaşanacak çevre felaketlerine karşı hazırlık yapılmasını, uyarı sistemleri üzerinde çalışılmasını istiyorlar. Yetkililerimiz ne yapıyor? Valiler, Kaymakamlar, bölge ve il müdürleri açıklama yapıyorlar; ”Gereken her türlü önlem alınmıştır.”

Meteorolojinin kar uyarısına rağmen hazırlıksız yakalanan Başkentimizde bile,  yöneticiler hiç utanmadan, sıkılmadan açıklama yapabiliyorlar “ Biz tuz dökmüştük, isterseniz tadabilirsiniz.”  Ne diyeyim; “Sevsinler sizin gereken her türlü önleminizi.”

Marmaris’te Çevreciler Derneği bilgilendirme toplantısı yapıyor; 1 Profesör, 4 Doçent, 1 Müdür ve Dernek başkanı bilgi sunuyor salonda herkes dahil, 40 kişi var. Sadece, Beldibi Belediye Başkanı ve personeli ile Marmaris Ticaret Odası Başkanı ve Yöneticileri ve bir avuç duyarlı vatandaş katılıyor.

Gelecekte Marmaris’i ve körfezi bekleyen tehlikeler konusunda yapılacakları, alınması gereken önlemleri konuşuyorlar. Yerel yöneticiler diğer Belediye başkanları, İlçe Müdürleri vs. davet edildikleri halde davete icabet etmiyorlar. Nasılsa cevapları ve açıklamaları hazır “ Gereken her türlü önlem alınmıştır.” Ülkemizdeki ve kentimizdeki ilgililerin ilgisizliği zirve yapıyor.

Bundan sonra, doğa ve çevre felaketine uğramamak için biz de gereken her türlü önlemimizi alalım; kurşun döktürelim, muska yazdıralım, her tarafımıza MAŞALLAH dövmeleri yaptıralım, dualarımızı hiç eksik etmeyelim. Allah yardımcımız olsun

Mukbil Gülkoan

Yazar Hakkında

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir