'''ÇEVRECİLİK ANLAYIŞIMIZDA KAPIMIZ, SİYASET DIŞI VE TARAFSIZLIK İLKESİNDE OLAN HERKESE AÇIKTIR'''

GELİYORUM DİYEN TEHLİKE

Can Pulak
Can Pulak

Her zaman deprem korkusuyla yaşamak iyi birşey değil ama,pek kayıtsız da kalmamak lazım.Gerekli önlemleri düşünmek ve almak şart.Deprem bölgesindeyiz çünkü.

Ege’de deprem sancıları sıklaşıyor.Uzmanlar korkutucu bilgiler veriyor,açıklamalar yapıyorlar. Güney Ege’de 7,3 şiddetinde deprem bekleniyor. Allah korusun,bu şiddetteki bir deprem en fazla Bodrum ve Marmaris’e zarar verirmiş.

Son bir yılda Bodrum’da,günümüze kadar irili ufaklı 1214 deprem olmuş.Bunun çok azını hissettik.Öyle ciddi bir sallanma yaşamadık,hasar filan görmedik. Sadece Kasım ayı ortasındaki 4,2’lik deprem milleti biraz korkuttu.Hepsi o…2013 yılı daha kötüydü.Çok sık deprem oluyordu çünkü.

Bunca depreme rağmen,hala ciddi bir çalışma göremiyoruz.Evet,Istanbul’daki gibi bir kentsel dönüşümü aklımıza bile getiremeyiz ama,binaların dayanıklılık ölçümünü de mi yaptıramayız?Hepimiz biliyoruz ki,binaların çoğu yap-sat’çılar tarafından ucuz malzeme kullanılarak,dayanıklılığa önem verilmeyerek yapıldı.Eski inşaatlar,tuğla üstü sıvayla tamamlandı.Ayrıca ruhsatı alınan binalara gelişigüzel yapılan çürük eklerle,adeta facialara davetiye çıkarıldı.Bütün bunlar herkesin gözü önünde oldu ve olmaya da devam ediyor.

Bu tabloyu seyretmeyi sürdürelim mi,yoksa akılcı önlemleri süratle almaya mı başlayalım?Önce pratik çözümlerden yola çıkmalıyız.Belediye’nin tüm yapıları denetleme imkanı ve parasal gücü yok.Ama organizasyon gücünü devreye sokabilir,devletten teknik yardım isteyebilir,binaların dayanıklılık ölçüm ve testini çok küçük ücretlerle yaptırabilir.Hatta Ankara’lara da gerek yok.Muğla,Marmaris ve Bodrum Mimar ve mühendis odalarıyla işbirliği yapılırsa,50 veya 100 liraya tüm yapıların durumu tespit edilebilir. Olmadı,bu iş belediye tarafından iş kovalayan firmalara ihale edilebilir ve sembolik kontrol ücretleri ev sahiplerinden alınabilir.

Başta merkez olmak üzere Halikarnas yarımadasının tüm yapısal röntgeni çekildikten sonra, önem ve aciliyetine göre binaların sağlamlaştırılması işine başlanabilir.Bunun için de,yine Belediye’nin önderliğinde  ya taksitli ödeme sistemi düşünülebilir veya bankalardan düşük faizli kredi yolu izlenebilir. Testi kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur.Önemli olan testinin kırılmasını beklemeden birşeyler düşünmek ve yapabilmek.Bunun için vaktimiz giderek azalıyor.Yol yakınken gerekeni hemen yapmalıyız.

Deprem sigortasını pek ciddiye almadık.Bodrum’da bu sigortayı yaptıranların sayısı parmakla gösterilecek kadar az.Oysa geliyorum diyen bir tehlikenın karşısındayız.Bu tehlike ayrıca sık sık bizi yokluyor ve ikaz ediyor.Daha ne bekliyoruz,sadece yaşam alanlarımızın,evlerimizin ve dükkanlarımızın sağlamlık testini değil,deprem sigortalarını da yaptırmalıyız.Gerekirse resmi makamlar,bunun için hepimizi mecbur tutsunlar.Başımıza bir felaket gelirse,(devlet yok mu)diye bağırmayı biliyoruz, herşeyi devletten bekliyoruz.Ama o felaketin gelmemesi yada geldiğinde en az zararla kurtulmamız konusunda üzerimize düşenleri de yapmıyoruz maalesef.

Tehlikenin yaklaştığını ben söylemiyorum.Bölgede bir süredir ekibiyle araştırmalar yapan Prof.Ahmet Ercan açıklıyor.Bodrum’dan geçen iki ana fay var.Biri Gümbet,Bitez,Karaincir,Akyarlar’dan Ege denizine kavuşuyor.Bu genç ve diri bir fay,6’dan fazla şiddette bir depreme sebep olabilir.Diğeri ise Gümüşlük, Kocadağ üzerinden geçerek İstanköy ve Didim istikametinde uzanıyor.Bunları bilelim ki,önlem almamız gereğine bu bilgiyle karar verelim.

Son olarak şunu söyleyelim.Bodrum’da,köylerinde ve bölgede bundan sonra yapılacak tüm yapıların  7’den fazla bir şiddete dayanıklı olmasına dikkat edelim,mevcut yapılara ise,testin sonuçlarına göre bir çeki düzen verelim.Aksi halde hem güzelim şehrimizi hem de turizmimizi tehlikede tutmaya devam etmiş oluruz.

Yazar Hakkında

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir