Üzülerek söylemek zorundayım ki,Parlamento’nun bu dönemi tarihe,kara bir leke olarak geçecektir.
İktidarıyla muhalefetiyle son yılların en duyarsız, ülkenin kötüye gidişine sebep ve seyirci,Anayasa’yı hiçe sayan ve edilen yeminlere sadakatsizlik gösteren bir Parlamento ile karşı karşıyayız.
25 yıl,yani çeyrek asır kesintisiz o Parlamento’da görev yapmış bir gazeteci olarak söylüyorum ki,bu kutsal çatının altında bundan daha kötü bir milli iradeye rastlanmamıştır.Bu tespiti seçim sonuçlarına, halkın tercihlerine,demokrasiye bir saygısızlık olarak değerlendirmeyin lütfen.Değerlendirmeyin çünkü,bu Parlamento devletin temelinin sarsılmasına,bilinen tüm kuralların tepetaklak edilmesine,torba yasa gibi garip bir uygulamayla mevcut tüm yasaların çürütülmesine,Cumhuriyetin ve kurumlarının tanınamayacak hale gelmesine sebep olmuştur.Daha da ileri gideyim,Türk’lüğün cezalandırılmasına, Kürtçülüğün köpürtülüp şımartılmasına,Doğu ve Güneydoğu bölgemizde şanlı bayrağımızın yerine paçavraların hakim kılınmasına ve en acısı tüm bu rezaletlere devlet görevlilerinin de doğru dürüst müdahele etmemesine göz yummuştur.O nedenle bugünün Parlamentosu,ülkenin bu duruma gelmesinin baş sorumlusu ve suçlusudur.Efendim,Türkiye’yi bu hale iktidar getirmiş,suçlu Recep Tayyip ve ekibiymiş. Fatura kesilecekse,olanların faturası ona kesilmeli, tüm rezaletlerin hesabı ondan sorulmalıymış.Bırakın bu hikayeleri,meydanı iktidara boş bırakan muhalefetin hiç mi suçu yok?Yoksa onlar Meclis kürsüsünden,namus ve şerefleri üzerine yemin etmediler mi?Ettilerse,sadık kalamadıkları o yeminin hakkını vermek için bari istifalarını verse ve sine-i millete dönselerdi ya..Bunu bile yapamadılar.Bırakın yapmayı,iş milletvekillerinin özlük haklarının genişletilmesine gelince,hepsi iktidarla kenetlendiler. Tıpkı şimdi yeniden kenetlendikleri gibi…
Ülkemizin milli sorunlarında birleşemeyen, buluşamayan,anlaşamayan milletvekilleri,özlük haklarının gündeme geldiği şu sıralarda,iktidarıyla muhalefetiyle canciğer kuzu sarması halindeler. Maaşlarını arttırmak,ömürboyu ailece kırmızı pasaport kullanmak,yedi sülalelerini özel hastanelerde baktırmak,dişlerine implant çaktırmak dahil tüm kıyak avantaların peşine düştüler.Tatil köyleri eksikmiş, lojmanları yokmuş,sosyal kulüp ve binalara muhtaçlarmış.Bülent Arınç bütçede Meclis kürsüsünden bunları söylerken,tek bir muhalefet milletvekili bile itiraz etmedi,hatta bazıları Arınç’ı başlarıyla tasdik bile ettiler.Meclis televizyonunu seyredenler,ibretle gördüler bu sorumsuzluğu ve pişkinliği ama ne fayda..?
Dünyada,devletine ve milletine bizim Parlamentomuz kadar pahalıya mal olan bir başka Parlamento yoktur.15 yıl önce Brezilya Parlamento bütçesi dünya biricisiydi.Şimdi onlar sıralamada 14. durumda,şampiyonluk ise açık ara bizde.Çift sekreter, danışman,şöför filan kimsede yok.Dünyanın en zengini olan Amerikan Temsilciler Meclisinde üyelerin, bizimkiler gibi odaları yok.Danışmana ihtiyaç duyanlar,maaşlarını kendi ceplerinden karşılıyorlar. Avrupa Parlamentolarında bize hayret ediyorlar,bu israfa milletin nasıl kayıtsız kaldığını soruyorlar. Onlarda bizim avantaları istemeye kalksalar, kıyamet kopar.
Bizimkiler kadar dünyayı dolaşan milletvekilleri yeryüzünde yok.Aklınıza gelen,hatta haritada yerini bile bulamayacağınız minicik Afrika ülkeleriyle bile dostluk grupları kuruyorlar,iktidarıyla muhalefetiyle buralara milletin kesesinden seyahatler yapıyorlar. Evet,bizim hükümet dünyada uçan hükümet diye alaya alınırken,Parlamentomuz da uçan Parlamento halinde devamlı dolaşıyor.Bir araştırma yapılsa, mebuslarımızın çoğunun dünya turunu rahatlıkla tamamladıkları görülür.
Sonuç olarak,tüm seçim sisteminin ve Parlamento düzeninin yeni baştan ele alınması,milletvekilliğinin meslek haline gelmekten çıkarılması,üyelerin utanç verici taleplerden derhal arındırılması ve yaşamlarıyla özlük haklarının süratle normal çizgiye çekilmesi gerekiyor.Ayrıca,ülkenin bu acıklı hale gelmesinden sorumlu tüm milletvekillerinin de Haziran seçimlerinde, bir daha gelmemek üzere evlerine gönderilmesi lazım.Hem de vakit geçmeden…
