'''ÇEVRECİLİK ANLAYIŞIMIZDA KAPIMIZ, SİYASET DIŞI VE TARAFSIZLIK İLKESİNDE OLAN HERKESE AÇIKTIR'''
Basın Toplantısı – 2

ÇEVRE VE BİZ BİLİNCİ

Hepimizin bildiği gibi; sanayileşme ve kentlerdeki nüfus yoğunlukları, çevre sorunlarının artmasına sebep olmuştur. Bütün ülkelerin ortak sorunu haline gelen çevre kirlenmesi, günümüzde insan sağlığını tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. Ölümlere sebep olan solunum yolu hastalıklarının çoğu hava kirliliği sonucunda oluşmaktadır.

Sanayi artıkları, spreyler, yakıtlarla ortaya çıkan gazlar, dumanlar, petrol ve ilaç atıkları, plastik ürünler, suni gübreler ve çöpler çevre kirlenmesine sebep olan en önemli etmenlerdir.

Çevre kirlenmesini, insanın doğaya verdiği zarar olarak da tanımlayabiliriz.

Doğanın korunması ve tahribatının engellenmesi zorunludur. Gelecek nesillere iyi bir çevre bırakmak için kirlenmeleri mutlaka önlemek, yeşil alanları ve doğal hayatı koruyup çoğaltmak gerekir. Bilinçsizce sağa sola attığımız plastik ürünlerin doğada 400 yıl kadar çürümeden kalabildiğini söylersek, karşı karşıya kaldığımız tehlikenin boyutlarını biraz olsun anlayabiliriz. Çevrenin kirlenmesini önlemek için üzerimize düşen görevleri mutlaka yapmalıyız.

İnsanın çevredeki doğal kaynakları değerlendirmesi olağan bir süreçtir, ancak kaynakların düzensiz ve kötü kullanımı endüstriyelleşme adına çevreye önem verilmemesi sonucu doğa kendisini yenileyemez ve dengesini koruyamaz hale gelmiştir.

İnsanların sadece kendilerini ve bugünü düşünmeleri sonucu gelecek nesillere yeterli kaynak ve temiz bir çevre kalmayacaktır.

Çevre anlayışı tamamen bir eğitim sorunu olup, her şeyden önce insana ve topluma saygı duymaktan geçmektedir. Yere izmarit atmamak, tükürmemek, her türlü atıkları kimse yokken ortalığa bırakmamak bir çevre bilincidir. Bu bilince erişmiş yetişkin kişiler yaşamın her alanında kendileri kadar toplumun diğer bireylerinin de yaşama hakkı olduğunu kabul eder ve “her şey bizim için” deyip çevresini kollayarak gerçek çevre bilincini gösterir.

Çevre bilinci ancak; gelişmiş, kendisi ile barışık, sorumluluk ve sınırlarını bilen, öz güveni olan, eleştiri ve öz eleştiri yapan yetişmiş insanlar tarafından sağlanır. Eğer eğitim sistemi yetişkin birey oluşturamıyorsa çevre bilinci gelişmez.

Yarın daha büyük acılar yaşamamak için şimdiden doğa ile barışık, yaşanabilir bir çevre oluşturmak hepimizin birlikte karar vereceği bir olgudur. Bunu gerçekleştirmek bir yönüyle bizlerin elinde bulunmaktadır. Biraz kendi çıkarımız kadar doğanın ve toplumun çıkarını da dikkate alırsak sanırım şimdikinden daha az çevre sorunu yaşarız.

BİZLER ; Saygı ve hoşgörüyle el ele, hep birlikte temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşamak adına biz bilinciyle üzerimize düşen görevleri yapmak için buradayız.

SEVİL ÖKSÜZ
MÇD Kurucu Üyesi